S
EVLÂD-I FATİHÂNDAN KADİM SESLER BALKAN İLÂHİLERİ
Üniversitemiz bünyesinde yeni kurulan Rumeli İslam ve Sanatları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin ilk programı Doç. Dr. Muhammet Altaytaş’ın moderatörlüğünde düzenlendi. "Evlad-ı Fatihândan Kadim Sesler Balkan İlâhileri" konulu online konferans 27 Mayıs 2021 tarihinde Doç. Dr. Abas Jahjai ve Doç. Dr. Ubeydullah Sezikli’nin katılımlarıyla gerçekleştirildi. Seminere İlahiyat Fakültesi Dekanı ve üniversitemizin genel sekreteri Prof. Dr. Cevdet Kılıç ile çok sayıda akademisyen, öğrenci ve konuya ilgi duyan insanlarımız katıldı.
Balkanlarda bugün yaygınlaştırılmaya çalışılan, mûsikiyi meşru görmeyen kimi Vehhabî-selefi anlayışlara karşı Osmanlı/Türk kimliğine vurgu yaparak konuşmasına başlayan Muhammet Altaytaş, dini ve kültürel olarak Rumeli coğrafyasının Anadolu mayası ile yoğrulmasında ilahilerin ve musikinin önemine temas etti. Millet olarak sanatımızın, kültür ve geleneğimizin İslâm/Kur’ân kaynaklı olduğuna işaret eden Altaytaş, atalarımızın Kur’an’ın kelimeleriyle konuştuğu, yazısıyla yazdığı, Kur’an’ı daha iyi yazabilmek için yazıyı sanata dönüştürdüğü gibi mûsikiyi de aslında Kur’an’ı daha iyi okuyabilmek için Allah ve peygamber aşkıyla icra ettiğini hatırlattı. Milletimizin bu anlayışının Yunus Emre’nin ‘Kim ki Kur’an bilmedi/Sanki dünyaya gelmedi” ifadelerinde karşılık bulduğunu ifade etti. Ayrıca Altaytaş Hocalarımızın hazırladıkları “Balkan İlahileri” kitabında mûsiki bağlamında vurguladıkları “milli/kültürel hafıza” “milli kültür”, “gelenek”, gibi bir takım kavramları, “kültür ve gelenek” mesela mûsiki feda edilerek dinin korunamayacağına” dair işaretleri gündeme getirdi.
Bahsi geçen hususların önemini izah ederek konuşmasına başlayan Doç. Dr. Ubeydullah Sezikli de ilahilerin Kur’an ve sünnet harcıyla Anadolu mayasıyla karıldığını ve İslam musikisinin kaynağının ilahi aşk olduğunu vurguladı. Balkanlarda özellikle Komünist dönemde Müslüman toplulukların dini kimliklerine bağlı kalmasında, bugün bazılarınca bidat olarak görülen mevlid-i şerifin rolünü misal olarak verdi. Balkan ilahileri projesinin Doç. Dr. Abbas Yahya ile birlikte sürdürülen 25 yıllık bir emeğin ürünü olduğunu ifade eden Sezikli, ilahi derlemenin Balkanlardaki dini kültürü canlı tutmak için çok önemli bir faaliyet olduğundan ve proje kapsamında yaklaşık 800 ilahi derlendiğinden bahsetti. Bu çalışmalarının devam edeceğinden bahisle yalnızca derlemenin yeterli olmayacağını bu kültürü yaşatmanın vasatına ve önemine işaret etti.
Doç. Dr. Abbas Yahya da sanatın ve musikinin kaynağının dini oluşuna temas ettikten sonra Vivaldi ve Bach gibi Batıdaki birçok meşhur müzisyenin aynı zamanda din adamları olduğunu belirtti. Balkanlarda toplumun inşası bakımından cami, mektep, medrese, imaret ve tekkenin bir bütün teşkil ettiğini ifade Abbas Yahya, Tekkelerin başta musiki olmak üzere, hat, ebru, tezhip ve şiirin üretildiği, yaşatıldığı ve yayıldığı yerler olduğunu, âdeta güzel sanatlar merkezi gibi işlev gördüğünü misalleriyle anlattı.
Seminerin başında ve sonunda biri Türkçe diğeri de Balkan dillerinde olmak üzere iki ilahi icra edildikten sonra program katılımcıların sorularıyla son buldu.
Ek Resimler
Bu içerik 27.05.2021 tarihinde yayınlandı ve toplam 744 kez okundu.