S
MATURİDİLERDE PEYGAMBER EFENDİMİZ
Fakültemizin tertip ettiği düzenli ilmi toplantılar silsilesi olan SELİMİYE KONUŞMALARI’nın 4. sezon 27. programı Fakültemizin Selimiye binasında gerçekleştirildi. Fakültemiz öğretim üyelerinden Doç. Dr. Muhammet Altaytaş’ın moderatörlüğünü yaptığı programda Fakültemiz öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Fatih Soysal “Matüridilerde Peygamber Efendimiz” başlıklı bir konuşma yaptı.
Program’ın moderatörü Muhammet Altaytaş, kulluğu, teslimiyeti, imanı, ahlakı temin eden en önemli hususlardan birisinin insanın acziyetini, muhtaç olduğunu fark etmesi olduğunu, zira bu tefrik ve şuurun insana haddini hatırlatarak minnet ve şükran duygusuna, iman, ibadet ve teslimiyete temel teşkil ettiğini, buna mukabil kendini yeterli görmenin ve istiğnanın nankörlük, küfür, isyan ve azgınlık sebebi olduğunu ifade etti. Bu bağlamda Alak sûresinin 6. ve 7. ayetlerine temas etti. Bahsi geçen acziyetin itirafının merkezinde nübüvvete imanın bulunduğunu vurgulayan hocamız, sırlar yumağı olan varlığı ve “nereden geldik, neredeyiz ve nereye gidiyoruz” gibi temel varoluşsal soruları insanın, kendi bilgi imkanları dâhilinde cevaplamaktan aciz kaldığının birinci şahidinin tarih olduğunu ifade etti.
Bu bağlamda hocamız, Batı’da Aydınlanma neticesinde istiğna ile kendini adeta tanrılık mevkiinde vehmeden insanın her şeyden evvel nübüvveti hedef aldığına dikkat çekti: “Bakın bu süreçte tanrıya hatta ilahi kitaplara bile nübüvvet nispetinde itiraz edilmemiştir. Zira modern zihniyet, genel olarak nübüvveti ve nebilerin mührü olan Hz. Peygamberi (as.) ve onun sünnetini devre dışı bıraktığı veya itibarsızlaştırdığı vakit, tanrıyı da kitabı heva ve hevesine göre şekillendirebileceğinin ve içini kolayca boşaltabileceğinin farkındadır. Modern dönemde Hz. Peygamberin mucizelerini yok saymaya veya kaderi tabiat kanunlarına indirgeyip inkâra meyleden anlayışlar da doğrudan bu modern zihniyetle irtibatlıdır.” ifadelerini kullandı. Hali hazırda Hz. Adem’den bu yana İslâm nübüvvetinin her açıdan “hatemi/mührü” olan ve merkezinde bulunan Son Peygamber’in (as) sünnetine olan güveni sarsmanın, itibarsızlaştırmanın yerinden etmenin, İslâm’ı tahrife yönelik projelerin en etkili ve en sinsi olanı olduğunu vurgulayan Altaytaş, Maturidî kelâm geleneğinde, Kur’an-ı Kerim’in yanında Hz. Peygamberin zatî, hissi ve haberi mucizelerine yer verildiğini, bunların büyük bir kısmının manen veya doğrudan mütevatir olarak kabul edildiğini söyledi. İmam Maturidi’nin bir mezhep imamı olduğu gözden kaçırılarak, onun akılcılık, özgürlükçülük, çoğulculuk, laiklik gibi hemen bütün modern değerlerin, hatta mezhepsizlik söyleminin savunucusu aydınlanmacı bir filozofmuş gibi takdim edildiğine dikkat hocamız, ilaveten günümüzde Eş’arilik ile Matüridiliğin karşı karşıya getirilerek Ehl-i Sünnet omurganın parçalanmak istendiğini anlattı. İslâm dairesine girişin anahtarının tevhit akidesi yani “lailahe illallah”, tevhidin anahtarının ise “muhammedun rasulullah” ifadesinde saklı olduğunu, zira tevhidinin sahih tarifine yalnızca son Peygambere (as) ve ona gönderilmiş olan Kitab’a imanla erişilebileceğini ifade ederek sözü konuşmacı hocamıza devretti.
Konuşmasına modern dönemde Müslümanların Batı ile karşılaşmasının askerî, teknik ve pozitif bilimler sahasıyla sınırlı kalmadığını, hadisenin Müslümanların düşünce, ahlak ve din anlayışlarında da derin tesirler bıraktığını, bu süreçte muasır medeniyet algısının dönemin yapısı itibariyle pozitivizm ve rasyonalizmle eşdeğer tutulduğunu belirterek başlayan Fatih Soysal, bu çerçevede Müslümanların son dönemde hayatın her alanını kuşatan yenilgi psikolojisini aşma noktasında arayışlara girdiklerini, bu sarmaldan kurtuluşun Batıya paralel metodolojik yaklaşımlarla gerçekleşeceği düşüncesini benimsediklerini ifade etti.
Çağdaş dönem din araştırmalarında rasyonalist düşüncenin İslâmî gelenekteki mukabili olarak Mutezile vurgusunun gündeme geldiğini, problemlerimizin çözümü için onların akılcı yaklaşımlarına başvurmanın kaçınılmaz olduğu şeklinde bir algının zihinlere yerleştiğini; fakat kahir ekseriyeti Ehl-i sünnet olan İslam dünyasında Mutezile’ye atıfla aklîliğin savunusunun zorluğunun farkına varıldığını, özellikle çağdaş Türkiye’de Ehl-i sünnet’in akılcı kolu olarak betimlenen Matürîdîliğe yönelimin gündeme geldiğini ifade etti.
Fatih Soysal, dinin asrın idrakine zamanın ruhuna uygun bir şekilde pozitivist-rasyonalist çerçevede anlaşılması noktasında klasik dönemde nübüvvetin kanıtlanması için temel ölçü kabul edilen mucizelerin problem oluşturduğunu buna binaen Hz. Peygamberimizin mucizelerinin de bu yaklaşımdan payını aldığı belirterek, günümüz Türkiye’sinde Hz. Peygamberimiz hakkında kaleme alınan ve toplumsal karşılık bulan çeşitli metinlerden örneklendirmeler yaparak Kur’an’a inhisar ettirilen mucize ve sıradanlaştırılan peygamber imajını serimledi. Diğer yandan özellikle günümüzde modern akılcılıkla özdeşleştirilmeye çalışılan Mâtürîdilerin Resûl-i Ekrem’in mucizelerini hissî ve aklî olmak üzere temelde ikili bir tasnife tabi tuttukları, hissî mucizelerini de a. onun bizatihi zatında bulunan b. zatının dışında bulunan c. ahlaki mucizeler olarak kısımlandırdıkları aktarıldı. İmâm Matürîdî, Ebü’l-Muîn en-Nesefî, Nureddin Sâbûnî ve Ebü’s-Senâ Lâmişî gibi Mâtürîdîyye kelamının en önemli isimlerinin metinlerinden verilen örneklerle onların Hz. Peygamberin aklî mucizesi olan Kur’an-ı Kerim’i dile getirmelerinin yanında hissî mucizelerini de vurgulu bir şekilde zikrettiklerini dile getirdi.
Sonuç olarak, özellikle Mâtürîdîlerin Hz. Peygamberin mucizeleri özelinde kaleme aldıkları metinlerin Matürîdîliğin günümüz akılcılığı için referans olma imkânı taşımadığı belirtildi.
Toplantıya il Milli Eğitim Müdürü Dr. Önder Arpacı başta olmak üzere kurumun idarecileri, Fakültemiz dekanı Prof.Dr. Cevdet Kılıç, öğretim elemanları, öğretmenler ve öğrencilerin yanı sıra ilimizdeki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve halkımızdan konuya alaka duyan seçkin bir topluluk katıldı. SELİMİYE KONUŞMALARI farklı konular ve konuşmacıların katılımıyla her ayın ikinci Salı’sı devam edecektir.
Ek Resimler
Bu içerik 22.02.2019 tarihinde yayınlandı ve toplam 1026 kez okundu.